İş hayatına döneceğim günleri gergin bir şekilde bekler oldum ne yazık ki... Saatler 12'yi vuracak ve Pamuk Prenses Külkedisi'ne dönüşecek...
Çalışan bir annenin çocuğuyum; güzel annem ben kırk günlükken işe başlamak zorunda kalmış, şanslıyım ki yaban ellere kalmadan babaannemin ellerine konuvermişim. Çocukluğumda eksikliğini hissettiğim hiçbir şey yaşamadım; etrafım sevgi çemberiyle sarılmış gibiydi ama hiçbir şey annemin yerini tutmuyordu tabii ki. El kadar bebek halimle annemin geleceği saati bilip kapının girişinde onu karşılamak üzere hazır olurmuşum; karşımda görür görmez attığım sevinç çığlıkları da o zamanlar çıkardığım en güzel seslermiş. Onunla geçirdiğim her an oldukça kıymetliydi, misafir ağırladığımız akşamlar annemle baş başa kalmanın yollarını arayıp duruyordum; uykum var bahanesiyle kolundan tutup, onu birlikte uyumaya ikna etmek en çok başvurduğum yöntemdi. Onca işin arasında bize özel zamanlar hep vardı, şimdi de öyle... Annelerin "ayağa dolanır" sebebiyle yanına almadıkları çocuklar olmadık biz hiç; annem neredeyse biz oradaydık, birlikte mutluyduk. Sabahları alelacele saçlarını sarıp, ayna karşısında hazırlanırken onun dünyadaki en güzel kadın olduğunu düşünürdüm, onun elinin değdiği her şey kusursuzdu; akşam eve gelir gelmez hızla hazırladığı sofranın tadı hiçbir yerde yoktu mesela. Her şeye, herkese yetişen haliyle bir süper kahraman(dı) canım annem.
Zamanla bir de baktık ki, gözlerimiz varken sözcüklere gerek yoktu birbirimizi anlamak için. Onun her halini anlamaya başlıyordum artık; usul usul, yavaş yavaş... Kahkaha da gözyaşı da bizim içindi, ikisi de onunla güzeldi. Farkında olmadan bir sürü şey öğrenmiştim; yaşadıklarım üstünde durup düşününce her bir köşeyi "annem"le süslemişim, yeni fark ediyorum. Onun kızı olmanın şansını yakalayabildiğim için kız olmanın gücünü hissetmişim, dünyayı değiştireceksek bu yola kızlarla çıkmanın inancını taşımışım, yaşama dair bakışından kendime öğretiler çıkararak kadınlığın bilgeliğini deneyimlemişim... Anne her şeymiş; anlamışım!
Şimdi Leyla, gelelim sana... ..İçimde yeni bir yer açıldı seninle; orası hep aydınlık, her zaman sıcacık, rengarenk, neşe dolu, umut dolu; orada mevsim hep bahar Leyla... Çocuk yanımı yeniden yeşerttin sen; teşekkür ederim. Büyüyorsun; sesinle kalbimin ritmini tutuyorsun, gözlerin karşısında elim ayağım karışıyor birbirine, sevinçten telaşlanıyor, ama kontrolü de elden bırakmıyorum hani:) Emzirirken uyuyakaldığında öylece durup izliyorum, hayatımda öylesine bir manzara görmemiştim hiç; mutluluk ve şükür kokan damlalar düşüyor yanaklarıma. Ruhumun şifalı ilacı senmişsin meğer; hoş geldin kızım!
Zaman yaklaşıp işe başlama vakti geldiğinde ikimiz de zorlanacağız biliyorum; geçirilen zamanın niceliğini değil niteliğini önemseyeceğiz Leyla'cığım. Senin yaşayacaklarını ben de yaşadım üstelik sen şanslısın bile, ben daha miniktim annemden ayrıldığımda, hiçbir yan etkisi yok; bizzat test edilip onaylandı :) Üstelik bilimsel bir araştırma sonuçlarına göre çalışan annelerin kız çocukları akademik alanda ve iş hayatında daha etkin oluyorlarmış; bu da teselli armağanı:)
Hikaye yeni başlıyor... :)
Yorumlar
Yorum Gönder